Kırgızistan’ta “ala kachuu” denilen bir gelenek var: Kadının hiçbir şekilde rızasının hatta haberinin bile olmadığı, anlaşmaya dayanmayan, içinde şiddet barındıran, tecavüzün bile yaşandığı bir zorla evlenme yöntemi.
Kırgızistan’ta “ala kachuu” denilen bir gelenek var: Kadının hiçbir şekilde rızasının hatta haberinin bile olmadığı, anlaşmaya dayanmayan, içinde şiddet barındıran, tecavüzün bile yaşandığı bir zorla evlenme yöntemi.
Orta Asya’da yaygın olan ‘gelin kaçırma’nın sonucunda yapılan evliliklerin ev içi şiddet, tekrarlayan tecavüz, zorunlu kürtaj gibi hak ihlalleriyle ilerleyip nihayetinde boşanmayla sonuçlanması kaçınılmaz. En kötüsü de bu evlilik biterse kadının bir daha ailesinin yanına dönemiyor olması.
Kadın onunla evlenmek isteyen biri tarafından kaçırıldığında, o erkeğin yanında bir gün bile kalsa, toplum onu yargılıyor. ‘Namusu kirletilmiş’ kadının evlenebilmek için geriye çok az seçeneği kalıyor: Onu kaçıran adamla ya evlenmek ya da evlenmek! Böyle bir evliliği reddederse sosyal olarak ‘damgalanacağını’ bilen kadın başka seçeneği kalmadığına inanıp intiharı seçebiliyor.
Araştırmacı Russell Kleinbach’ın yaptığı çalışmalar, gelin kaçırma geleneğinin Kırgızistan’da yasal kabul edildiğini, evliliklerin yüzde 50’sinin ‘ala kachuu’ evlilikleri olduğunu gösteriyor. Araştırmalara göre, yaklaşık her üç kadından ikisi gelin kaçırmaya maruz kalıyor; en savunmasız durumda olanlar ise Uygur kadınlar. Bu yılın başında Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev, ala kachuu için verilen en yüksek ceza sınırının daha da yukarı çekilmesini öngören bir yasayı onayladı.
Ülkede en erken evlenme yaşını yasalar 17 olarak düzenliyor. Bu yaşın altındaki kız çocukları evlenmek için kaçıranlar artık on yıla kadar hapisle cezalandırılıyor.
