Cuma , 29 Mart 2024

Nasuh Mahruki: 17 Ağustos’takinden daha kötü bir tablo





BAKTIĞIMIZDA İÇİNDEN ÇIKILMAZ BİR FOTOĞRAF BU Muhtemel İstanbul depreminde yaklaşık 200 bin ağır ve orta hasarlı binamız olacak. 17 Ağustos’takinden daha kötü bir tablo. Baktığımızda içinden çıkılmaz bir fotoğraf bu. 20 milyon insan yaşıyor bu şehirde. İstanbul Türkiye’nin coğrafi olarak 140’ta biri ama nüfusun 4’te 1’ini taşıyor. Bir de 3-4 milyon mülteci var. Bambaşka bir problem. Bu kadar çok mülteciyle böyle bir kitlesel afet yaşamak. Dolayısıyla sorun büyük ama dediğim gibi o 50 bin ağır hasarlı olacak binaya odaklandığımız taktirde can kayıplarını inanılmaz ölçüde aşağıya çekebiliriz. Yani 50 bini 40 bine düşürsek 10 bin tane daha az enkazla, ağır hasarlı binanın altında mahsur kalmış depremzedeyle uğraşırız.



ÇÜRÜK RAPORU OLAN BİNALARDA İNSANLAR OTURAMAMALI İzmir’de Bayraklı ’da yıkılan 17 enkazdan bir tanesinin sahibi zamanında test yaptırmış ve çürük raporu almış, buna rağmen binasında oturmaya devam edebilmiş. Bu ciddi bir sistemik problem. Siz normalde arabanızın muayenesini yaptırmazsanız trafik polisi yakaladığı anda arabayı bağlıyor, ‘Kullanamazsın’ diyor. Çünkü risk yaratıyorsun. Kaç katlı bina, içinde kaç insan yaşıyor ve çürük raporu var. Sistem o çürük raporunu gördüğü andan itibaren o binada insanların yaşamasına müsaade etmemeli. Çürük raporu olan binada insanlar oturamamalı ama Türkiye’de oturabiliyor. Çünkü çok ciddi bir yetki ve sorumluluk karmaşası var. AĞIR HASAR BEKLENEN BİNALARI TESPİT EDER VE BOŞALTIRSAK BU İŞİ ÇÖZERİZ Yerel yönetimlerin elinde böyle bir yetki yok. ‘Çürük raporu var, boşalt kardeşim’ diyemiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı diyebiliyor, ama o da pek bakmak istemiyor. Çünkü eline yapışacak. Çünkü çürük raporunu gördüğü anda harekete geçmesi lazım.Yani herkes mış gibi yapıp böyle görmezden gelip bir şekilde idare etmeye çalışıyor ama deprem öyle bir şey değil.



Enkaz olduğu andan itibaren iş bambaşka bir yere dönüyor. Hayatta kalma mücadelesine dönüyor. Buraya gelmeden çözmemiz lazım bunu. O 48 bin binayı tespit eder ve boşaltırsak bu işi çözeriz.İNSANLAR TABUT GİBİ BİNALARDAN KURTARILMAYI BEKLİYORLAR Ne yapabiliriz mesela? Bir öneride de bulunayım bununla alakalı: Şu anda bu kentsel dönüşüm rantsal dönüşüme dönüştürülmüş durumda. Her tarafta inanılmaz derecede çok bina var. Ama ekonomi sıkıntıya girdiği için şu anda kimse ne daire alabiliyor ne evini değiştirebiliyor. Boş duruyor o binalar. Bu 48-50 bin binada yaşayan insanlar ilçe ilçe mahalle mahalle tespit edilebilir. Her belediye bunun çalışmasını yapabilir, birçoğu da yaptı aslında. Bu binaların en azından yarısını biliyoruzdur. Bildiğimiz binalarda yaşayan insanları hemen oradan çıkartıp bu boş binalara bir anlaşmayla yerleştirebiliriz. İnsanlar tabut gibi binalardan kurtarılmayı bekliyorlar. Bunu yaparsak can kaybımız zaten olmayacak. Maddi kayıplarımız tabii ki olacaktır işte fabrikalarımız hasar görecektir, işletmelerimiz hasar görecektir ama önemli olan can kaybı çünkü onun geri dönüşü yok.


Sonraki Haber

İsrail Gazze Şeridi’ndeki hastanede 200 kişiyi infaz etti

İsrail Gazze Şeridi’ndeki hastanede 200 kişiyi infaz etti Gazze’deki hükümet, İsrail’in Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Şifa …