Salı , 16 Nisan 2024

S0N DAKlKA ! YENİ SONUÇ





‘MUHALİF SEÇMENLERİN BİLE ERDOĞAN’A GÜVENDİĞİNE ŞAHİT OLDUM’
İkinci tura yönelik beklentileriniz neler? Bu beklentilerin altında hangi düşünceler yatıyor? Bundan sonraki süreçte Türk siyasetinde ne gibi değişimler bekliyorsunuz?





OPTİMAR: Seçimlerden önce herkes HDP’nin belirleyici olacağını söylüyordu ancak durumun bu şekilde gelişmeyeceği önceden de belliydi. Ben bu düşüncenin uzun süredir yanlış olduğunu her yerde ifade ettim. Seçimi esas etkileyecek kitlenin milliyetçiler, ülkücüler ve seküler milliyetçiler olacağına her defasında dikkat çektim. Nitekim İYİ Parti’den Sinan Oğan’a giden oylar olduğunu da düşünürsek bunu net olarak görebiliyoruz. İYİ Parti’nin de sahip olduğu oy oranının aslında hâlâ düşük çünkü özellikle CHP listesinde bulunan bazı tartışmalı isimler muhalif seçmeni bu isimlerin olduğu bölgelerde İYİ Parti’ye yönlendirip bir geçişkenliğe sebep oldu.





Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde muhalefet seçmeni sandığa götürmekte zorlanabilir çünkü seçimler öncesinde çok iddialı sonuçlar ortaya konmuş ve seçmen ilk turda seçimlerin kazanılacağını düşünmüştü. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzde 60’larda olduğunu iddia eden ve söylemeye dilim varmıyor ancak bu işi sahtekarlık boyutuna taşıyanlar oldu. Her seçim bu şekilde yapılması artık can sıkıcı bir noktaya ulaştı. Seçimlerden uzun zaman önce çok yüksek oranlarla iddialı anketler görüyoruz. İnsanlara adeta gaz veriyorlar ve seçim yaklaştıkçaboranlar giderek düşüyor. Bu seçimlerde iki favori aday arasındaki oy farkının muhalefet lehine ciddi bir farkta olduğunu gösteren anketler gördük veya İYİ Parti’nin yüzde 19 ila 20 oy alacağını iddia eden araştırmalara şahit olduk. Bu araştırmaları yayınlayan bazı şirketler toplum nazarında güvenilir olarak bilenen şirketlerdi. Araştırma şirketleri elbette yanılabilir ama örnek vermek gerekirse bizim her defasında en yüksek yüzde 12’lerde bulduğumuz İYİ Parti’yi siz her defasında yüzde 19 ila 20 arasında gösterirseniz sizin başka bir amacınız olduğunu düşünmeye başlarım. Araştırma işi algı veya manipülasyon amaçlı kullanılacak bir iş değil. Ben herkesi işin etiğine uymaya davet ediyorum. Bu işe anketörlük yaparak başlayan ve 30 yıldır içinde olan biri olarak söyleme hakkım var. Bizler kamuoyuna karşı sorumluluk taşıyoruz ve bunun bilincinde olmalıyız.





Muhalefetin deprem bölgesinde bulunan seçmenlerin doğru tahlil edemediği görülüyor. Yaşadığımız deprem 1999’da yaşanandan çok daha ağır bir afetti. Ancak buna rağmen bölgede Recep Tayyip Erdoğan’ın oyunun düşmediğini görüyoruz. Ben ikinci günden itibaren deprem bölgesindeydim ve 30 gün orada kaldım. Oradaki atmosferi çok iyi tahlil edebildim. Bölgedeki seçmenin özellikle deprem konutları konusunda Erdoğan’a daha çok güveniyor. Ben bölgedeki muhalif seçmenlerin bile bir kısmının bu konuda Erdoğan’a daha çok güvendiğine bizzat şahit oldum. Yine bunlardan ayrı olarak bölgede milliyetçi seçmenlerin çoğunlukta olduğunu, muhalefetin bazı söylemleri ve politikalarının onları Erdoğan’ın yanında saf tutmaya yönlendirdiğini söyleyebilirim. GENAR: İkinci turda Cumhur ittifakının politikasına bir değişiklik beklemiyorum. Meclis çoğunluğunu arkasına almış, halkın büyük bölümüne politikalarını kabul ettirmiş ve ikinci tur için avantajlı bir orana ulaşmış bir Cumhur ittifakı var. Dolayısıyla söylemde ya da politika da bir değişiklik yapmadan devam edecek bir Cumhur ittifakı göreceğiz. Muhalefet partileriyse ilk olarak teker teker neden böyle bir sonuca ulaşıldığının muhasebesini yapacaktır. Bunun ardından kısa süre içinde yeni bir söylem geliştirip vatandaşın karşısına çıkmaları gerekiyor. Muhalefetin eski argümanlarının halk tarafından benimsenmediği ortaya çıktı. Muhalefetin bazı söylemleri seçmenin gözünde üniter devlet yapısının tehlikeye gireceği yönünde bir izlenim oluşturdu ve seçmen bundan çekindi. Buna HDP’den gelen ve oldukça uç olan açıklamalar da eklenince vatandaş tedirgin oldu. Aynı dönemde Cumhur ittifakının altyapı, savunma sanayi ve enerji alanında yaptığı yatırımlar geleceğe dair daha güvenli bir perspektif çizdi ve seçmeni ikna etti.





‘SANDIĞA GİTMEME ORANI YÜZDE 20 ARTABİLİR’
GEZİCİ: Seçimlerin Türkiye’nin milliyetçi-muhafazakâr oyları, küçümsenecek bir düzeyde olmadığını gözler önüne serdi. Dolayısıyla Türkiye’nin sosyolojik gerçekliklerini dikkate almak başlı başına önemli bir mesele. Bu anlamda aslında gelecek seçimlerde bu milliyetçi seçmenin kaygılarını kimin dikkate alıp, kimin uygun bir şekilde yanıt vereceği önemli bir belirleyici olacaktır. Son bir hafta-on günde milliyetçi cepheyi, muhafazakâr kitleyi ‘vatansever’ olarak değerlendirdiğimiz kesimi ikna etmek başlı başına önemli bir sınav olacak.





Muhalefetin kazanma ihtimalinden ziyade seçime katılımın düşük olacağı öngörülüyor. Sandığa gitmeme oranın yüzde 20 kadar artabilir. Bu süreçte en dikkat çekilmesi gereken durum bu. Erdoğan’ın yüzde 57- 58 alması demek, sadece muhalefeti dizayn etmesi anlamına gelmeyecek, aynı zamanda kendi iktidar yapısını da yeniden organize etmesi anlamına gelecektir. Kaynak : Haberler com

Sonraki Haber

NİSAN AYINDA ÇİFTE ÖDEME!.

NİSAN AYINDA ÇİFTE ÖDEME!. Emeklilere ödemeler hazırlanıyor. Kim ne kadar ek ödeme alacak hesaplandı ve …