“LAVRION KAMPI’NDAN SEÇİM GECESİ İÇİN TALİMAT VERİLDİ”
Ben açıklama yapmadım. Ben seçimle neredeyse birebir ilgili birisiyim. Sandıkların korunmasıyla, güvenli oy kullanılmasıyla ilgili kanunun verdiği görevler var. İstihbaratlarımız var. Atina’daki Lavrion Kampı’ndan talimat verildi, bir hadisede devreye girilmesi ve Türkiye’de terör örgütlerinin karmaşa sağlaması için talimat verildi. O gece ortalığın karıştırılmasını temin için talimat verildi. Türkiye o kadar net bir tablo ortaya koydu ki, oy veren vermeyen, sandığa giden herkes bunu bir demokrasi şenliğine dönüştürdü.
“BEN YAVAŞ VE İMAMOĞLU’DAN SORUMLUYUM, BEN ÖZÜR DİLİYORUM”
Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu milletten özür dilemeli. Ben onlardan sorumlu bir bakanım. Şurada 10-12 gün kaldı bakanlığımızda. Biz yanlış yaptık, bilmeden daha büyük olayların olmasını sağlayacak bir bilgiyle kamuoyu karşısına çıktık demeli. Onlar özür dilemiyorsa, ben onlardan sorumlu biri olarak milletimizden özür diliyorum. Çünkü ben onların disiplininden sorumluyum. Ben özür diliyorum.
“ÇAY YANAR AMA MEMLEKET DE YANAR”
Ben farkın açılabileceğini düşünüyorum ama tekrar bir şey söylüyorum seçim sandıkta kazanılır. Bizim Karadeniz’de çay mevsimi, gidenler var. Çay aynı anda olmaz, dönem dönem olur. Bazen güneşten, bazen zamandan kaynaklanır. Çayın gelmesi dönem dönemdir. Annem şöyle yapardı, köye telefon açardı, siz başlayın ben geleceğim derdi. Çay yanar ama memleket de yanar. Karadeniz’de bizde birbirine imece iş vardır. Birbirine yardımcı olurlar. O öncesini kırar, ondan sonra öteki kırar. Bu konuda tüm teşkilatlarımız da seferber. Katılım konusunda rehavete düşülmemeli.
